Şu Dindar Nesil Dedikleri

Sözlerime Hz. Ömer'in şu manalı sözüyle başlamak istiyorum. "Gençliği olmayan bir dava ölmeye mahkumdur."

Burda bahsedilen gençlik kavramı üzerinde biraz fikir yürütmek icab eder. Sözü söyleyen emir'ül mü'minin ise bahsettiği gençlikte hiç kuşkusuz ruhu özgürlüğü kavuşmuş bir gençliktir. Bizim inancımızda da zaten özgürlük Allah'a teslim olunca başlar. O halde bir gençlikten bahsedilecekse bu gençlik Allah yolunda yürüyen ve nihayet Allah yolunda ölen bir gençliktir. Böylesine muazzam bir gençliği olan bir millet, bir dava ise elbet zafere ulaşacaktır, ulaşmıştır da.
 
 İslam tarihimize göz attığımız zaman alemlerin sultanı sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in etrafında Hz. Ali (r.a) gibi Hz. Musab b. Umeyr gibi gençlerin var olduğunu ve İslam'ın Allah'a teslim olan işte bu gençlerin omuzunda yükseldiğini ve kıtaları aştığını görürüz. 19 yaşında İslam ordusunun başında komutanlık eden Hz. Üsame b. Zeyd'i görürüz. 21 Yaşında İstanbul'u fetheden ve sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'in işaret ettiği o komutan olma şerefine nail olan Fatih Sultan Mehmed Han'ı görürüz. Çanakkale'de henüz 15'inde İslam uğruna anadan, babadan, yardan geçen Hasanları, Hüseyinleri görürüz. Bir cuma namazı çıkışında alnından vurularak Fatih Camii avlusunda şehadet şerbetini yudumlayan Metin Yüksel'i görürüz. Tarih işte bu gençlerle fazlasıyla doludur. İşte böyle bir nesilden bahsedelim azizim. Davası uğruna her türlü fedakarlığı göze alan, Allah'a teslim olmuş, ruhu özgürlüğe gark olmuş nesilden bahsedelim.
 
 Bu kadar örnekkten sonra şimdi de Sayın Cumhurbaşkanımızın bahsettiği dindar nesili ele alalım. Cumhurbaşkanımızın bahsettiği dindar nesil bugün içi boşaltılmış, manasını yitirmiş imam hatip gençliği. Konserlerde sevgilisin omuzlarında yükselen tesettürlü gençlik. Nargile kafelerde boy gösteren, her anını sosyal medyaya pazarlayan bir nesil. Üç beş edebi cümlelerle kendinden geçen, sevdiği erkeğin sakalından akan suyu şalıyla silmeyi arzu eden, dünyanın tüm mescitlerinde sevdiceğiyle namaz kılmak isteyen, facebook profilinde saliha kadın izlenimi verip iş şuurlu bir mümin olmaya gelince kendisinden zerre eser bulunamayan bir gençlik. Beyaz dantelli kefenleri giyip kameralar karşısında şovenizme soyunan, dombıra eşliğinde gaza gelen bir nesil. Parti teşkilatlarını menfaat için dolduran, kızlı erkekli istişare toplantıları  yapan ve buna da "Cihad" diyen bir nesil. Sanal dünyadaki, Facebook'taki, Tweitter'daki cümleleriyle İslami hassasiyetlerini ardı ardına sıralayan ama gerçek dünyada haram lokma yiyenleri, hırsızlık edenleri, haramiliğe soyunanları, İslam dünyanında oluk oluk kan akıtanları kınamaktan öteye gidemeyeleri savunacak kadar kadar vicdan fukarası, ülkenin geldiği şu manevi yozlaşmayı hiçe sayıp, hala birilerini İslam dünyasının lideri olarak gören akıl tutulması yaşayan bir nesil. Hakikatleri yüzlerine vurduğunuz zaman "Yav he he" diyerek kendini haklı çıkarma çabasına giren  aciz bir nesil.
 
 Allah her toplumu hakettiği şekilde idare ettirir efendim. "Nasılsanız, öyle idare olunursunuz"buyuruyor Resulüllah (s.a.v). Şimdi gelinen şu noktaya baktığımız zaman; hırsızlığı, haksızlığı, hukuksuzluğu, zalimliği utanç vesilesi olarak görmeyen, "Hekes yiyordu zaten, bunlar da yiyor ama çalışıyorlar efendim" diyen bir toplumun şu haline hiç şaşırmıyorum şahsen.
 
 Yine de biryerlede bir avuç inanmış insanın var olduğuna inanıyorum. Başımıza taş yağmıyorsa bu bir avuç insanın hürmetinedir. Son olarak şunu belirteyiim azizim. Eğer dindar nesil görmek istiyorsanız sizleri Anadolu Gençlik Derneği'ne bekliyorum. Böylesine müstesna bir topluluğun aciz ve günahkar neferi olduğum için Rabbim'e şükrediyorum. Ve şu güzel cümleyle sözlerime son veriyorum.
 
  
 "Bir milletin asıl gücü tankı, topu, tüfeği değil; imanlı ve inançlı evlatlarıdır."  Prof. Dr. Necmettin Erbakan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder