Türkiye'de Matematik Neden Zor?

Bir fıkra var matematikle ilgili. Kalıcı olsun diye Temelli Dursunlu anlatayım:
Bizim Temel ile Dursun bir gün balonla uçmaya karar vermişler. Havadan mıdır nedir, yollarını kaybetmişler J Derken aşağıda bir adam görmüşler. İnmişler adamın yanına ve “Biz kaybolduk, nerdeyiz acaba şimdi?” demişler. Adam epeyce düşündükten sonra, “Burdasınız.” demiş.
Temel: Gidelim.
Dursun: Daha cevabımızı almadık.
Temel: Gidelim yolda, yani balonda anlatırım.
Dursun zorla binmiş balona.
Temel, başlamış anlatmaya: “O adam Matematikçi idi.”
Dursun: Nasıl anladın?
Temel:
1.       Matematikçiler bir şey söylerken çok düşünürler, adam epeyce düşündü.
2.       Matematikçilerin söyledikleri yüzde yüz doğrudur, oradaydık.
3.    Matematikçilerin çok düşünerek söyledikleri yüzde yüz doğru şeyler kimsenin bir işine yaramaz, adamın söylediği bir işimize yaramadı.
                Araştırın, liselere giriş sınavlarında olsun, üniversitelere giriş sınavlarında olsun veya başka sınavlarda, sıfır çeken o kadar çok öğrenci var ki.   
Neden?
Çünkü, Matematik Türkiye’de çok zor.
Kimsenin işine yaramayan bu matematikle neden bu kadar uğraşıyoruz?
Şimdi size matematik Türkiye’de neden zor onu anlatayım, sonra nasıl kolaylaşır onu:
Önümüzde o kadar çok fazla müfredat var ki matematikte, öğretmenler müfredatı yetiştirmek için çırpınıyorlar, öğrenciler arkasından atlı geliyor gibi anlatılan matematiği anlamak için. Öğrenci anlamayınca su koyveriyor, öğretmen kızıyor, sonra hep matematikçiler kötü oluyor filan.
Üniversite hocaları lise öğretmenlerine, lise öğretmenleri ortaokul öğretmenlerine, ortaokul öğretmenleri ilkokul öğretmenlerine, ilkokul öğretmenleri, öğrencinin anasına babasına laf atıyor. Öğrenci zaten arada, fırça üstüne fırça. Bütün bunlardan nemalanan dershaneler, özel öğretmenler.
Hepsinden keyiflisi bütün bu kavgaları izleyen ve kimsenin laf at(a)madığı, kimsenin aklına da gelmeyen müfredat hazırlayıcılar. Biz aşağılarda birbirimizi yiyerek başarısızlığa suçlu ararken, adamlar yukarılarda kaymak yiyorlar.
Az müfredat ile çok uygulama olsa biz bu matematiği ağlatırız. O kadar çok müfredat var ki uygulama fırsatı bulamıyoruz.
Bizde ki matematik araba sürmesini öğretmeye çalışıp öğretememek gibi: Sınıfta araba sürmesini anlatıyoruz, öğrenciyi arabanın başına geçirip, hadi bakalım bir de sen dene, diyemiyoruz.
Az müfredat olsa, öğretmen bir kere anlatır, öğrenci beş kere çözer, öğrenci çözdüğü matematiği sever. Matematiği öğrendikçe zihni açılır, bilimsel başarılara adım atar. Anne baba sevinir, matematikçi sevinir, dershaneciler üzülür, müfredat hazırlayıcılar yine yesin kaymağı, ben de biraz tadabildikten sonra. Biraz kaymağın tadını alsak toplum olarak, yedirmeyiz de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder